Malatya'da sulama krizi büyüyor! Çiftçilerden DSİ önünde protesto
Malatya DSİ Şubesi önünde tarımsal sulamada yaşanan sorunlar ve Derme Sulama Birliğinin yanlış sulama politikalarını protesto eden çiftçiler, her yıl 5-6 kez sulama yapılmasına rağmen, bu sezonda sadece bir sulama yapıldığını ifade ederek duruma tepki gösterdi.
Geçtiğimiz nisan ayında zirai don felaketi, yaz aylarıyla birlikte kuraklıkla mücadele eden Malatyalı üreticiler, bu kez de Derme Sulama Birliği tarafından mağdur ediliyor. Yaz boyunca bahçelerini yalnızca bir kez sulayabildiklerini belirten çiftçiler, Çat Barajı'ndan ikinci kez su almamalarına rağmen kendilerinden ücret talep edilmesine tepki gösterdi. Su sorununun çözüme kavuşturulmamasından dolayı Malatya DSİ Şubesi önünde toplanan çiftçiler, Derme Sulama Birliğinin uygulamalarını protesto etti.
“Hayatımızın en kötü sezonu”
Çiftçiler adına konuşan Topsöğüt Mahalle Muhtarı Nevzat Kaya ise hayatlarının en kötü sezonunu geçirdiklerini belirterek şunları söyledi:
“Malumunuz 2025 sulama sezonu olarak belki de hayatımızın en kötü sezonunu geçirdik/geçiriyoruz. Depremle sarsıldık yerle bir olduk. Ziraî donla elimizde avucumuzda ne varsa yitirdik. Şimdi ise sulamada yaşadığımız kriz ile çiftçilerimizin ölüm fermanı imzalanmış bulunmaktadır. Evet farkındayız su kıtlığı yaşıyoruz. Bunu görmemezlikten gelmiyoruz. Fakat asıl sorun şudur; su kıtlığından öte suyun idare edilememesi gibi daha büyük bir kriz ile karşı karşıyayız.”
Verilmeyen suyun parası istendi
DSİ tarafından muhtarların da davet edildiği toplantıda sorun ve çözüm önerilerini ilettiklerini vurgulayan Kaya, çözüm için hiçbir adımın atılmadığını söyledi. Her yıl 5 ila 6 kez sulanan bahçelerin bu yıl yalnızca bir kere sulanabildiğini sözlerine ekleyen Kaya, çiftçiye verilmeyen su için ücret talep edilmesine de sert tepki göstererek “Sezon başında DSİ'de muhtarların da davet edildiği bir kaç toplantı yapıldı. Bu yıl Çat barajının su toplayamadığı, toprağa bir sulamanın verilip akabinde kurulacak pompalarla ikinci suyun da verileceği söylenildi. Bizler de çözüm önerilerimizi o toplantılarda ilettik. Her mahallede sondajların olduğunu, bunların bir kısmının içme suyuna verildiği, bir kısmının da arızalı olduğunu, şayet bu arızalar giderilirse ve geçici de olsa içme suyuna verilen sondajların bir kısmının sulamaya verilmesi sağlanırsa, çiftçinin sezonu eksik de olsa geçirebileceğini ifade ettik. Bunları not aldılar, önerilerimizi değerlendirip sulamanın daha verimli yapılabilmesi için çalışacaklarını söylediler.
Fakat gelinen süreçte -neredeyse sezon bitmek üzeredir- bu çözüm önerilerimiz için yapılan hiç bir şey yoktur. Her yıl 5-6 kez yapılan sulama bu sezonda sadece bir sulama ile kalınmıştır. Üstüne üstlük verilmeyen suya rağmen çiftçilerimizden sulama ücretlerinin talep edilmesi çiftçilerimizi derinden sarsmıştır.” dedi.
Horata çayının sulama sistemine alınması durumunda su sorununun
çözülebileceğini aktaran Kaya, ”Temmuz başlarına kadar boşa akan Horata çayı bölgenin sulama sistemine alınabilseydi ve bu su bir yerlerde depolanabilseydi, tek başına sulama sezonunun büyük oranda tamamlanmasını sağlayabilirdi. Neredeyse elimizin altında olup Derme bölgesinin içinden akıp giden Horata çayından maalesef faydalanamadık.” diye konuştu.
2'inci su acilen verilmeli
Çiftçilerin en acil beklentisinin 2’inci suyun verilmesi olduğunu kaydeden Kaya, şu şekilde konuştu:
“Sulama alt yapılarımız çok eskidir ve yıpranmış durumdadır. Derme Sulama Birliğinin sadece bir kepçesi vardır. O da sürekli arızalı durumdadır. Arızalı su kanallarımız ve yer altı su geçişleri doğru dürüst bir şekilde bakım almış değildir. Daha bir çok sebep ve sorun ifade edilebilir. Şu an çiftçimizin en acil beklentisi ikinci suyun verilmesi ve talep edilen ücretlerin alınan hizmetle sınırlı tutulmasıdır. Alınmayan hizmetin ve suyun bedelini ödemek istemiyoruz.
Su idaresinin daha profesyonel yapılması, hizmetin adil bölüşülmesi ve muhtemel böylesi benzer krizler için bir B planının her zaman olması gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Mevcut durumda suyun sevk ve idaresi işler halde değildir. Sorumluluğun DSİ'de olduğu bir yapılanmanın acil bir şekilde oluşturulmasını talep ediyoruz. Maksadımız hiç bir kurumu ve makamı yıpratmak değildir. Bu kurumlar milletin kurumlarıdır. Derdimiz bağcıyı dövmek değildir. Herkesin eşit ve adil bir şekilde üzüm yemesini sağlamaktadır.”