Bencilleştik

Malatya Din Bir-Sen İl Başkanı Yusuf Aslan, günümüz insanlarının bireyselleştiğine dikkat çekerek, 'Bencilleştik. Kendimizden başkasını düşünmez olduk. Merhameti, diğerkâmlığı, kanaatkârlığı unuttuk. Amansız bir şekilde her şeyi tüketir olduk. Şükür, kanaat ve paylaşma gibi değerleri unuttuk' dedi.

Malatya Din Bir-Sen İl Başkanı Yusuf Aslan, gazetemize Ramazan ayına özel açıklamalarda bulundu. Ramazan sofralarında israftan kaçının uyarısında bulunan Aslan, israf ve savurganlığın, bugün hayatımızın hemen her tarafını kuşattığını belirterek, açlık sefalet ve işsizlik Dünyada yaygın iken, sırf gösteriş için nişan ve düğün merasimlerine harcanan servetin, lüks otellere ve salonlara verilen paraların miktarı vicdani ölçüleri çoktan aştığını kaydetti.

Bu ay gece namazı kılma ve Kur'an okuma ayıdır

Ramazan ayının ibadet ayı olduğuna değinen Aslan, "Müslümanlar özel bir şerefi ve değeri olan Yüce Kur'an ayının rahmet iklimindeki havayı teneffüs etmektedirler. Allah bu ayda kitabı indirmiş ve bu ayda oruç tutulmasını farz kılmıştır. Bu ay, gece namazı kılma ve Kuran okuma ayıdır. Affedilme zamanıdır. Sadaka ve ihsan mevsimidir. Bu ayda hayırlar art arda gelir ve bereket her yeri kaplar. Nebi (s.a.v) şöyle buyurur: 'Size Ramazan geldi. O mübarek bir aydır. Allah onda oruç tutmanızı farz kıldı. Onda semanın kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve azgın şeytanlar zincire vurulur. Onda bin aydan daha hayırlı bir gece vardır. Kim o gecenin hayrında n mahrum olursa gerçekten mahrum olmuştur.( Nesei) Ayların en şereflisini Allah-u Teâla kullarının ibadet ve itaat çeşitleri ile yarıştıkları bir meydan kılmıştır. Ramazan ayı nefislerin arındırılması, bağları sarsan ve kişiliği zayıflatan kinlerden ve garezlerden temizlenilmesi için bir fırsattır. Günahlarla ramazanı karşılayan, anne ve babasına kötülük eden, akrabaları ile bağını kesen, sözlerinde gıybet ve dedikodu olan; Ramazandan nasıl faydalansın?'" diye konuştu.

Ramazan tevbe ve pişmanlık mevsimidir

Aslan, orucun en kolay yönünün yemeyi içmeyi terk etmek olduğuna vurgu yaparak, "Bu ayda ibadette ciddi olanlar Allah'ın evlerinde anlamını bilerek kuran okurlar, komşulardan ve akrabalardan ihtiyaç sahibi olanlara az da olsa sadaka verirler Oruçluları iftar ettirirler. Allah'ın evinde itikâfa girerler; zikir dua ve salavatları, istiğfarları çok yaparlar. Bazı mahrum kişiler ise seher rüzgarlarının ve tevbe edenlerin inlemeleri arasında haramlara koşuştururlar Gözlerini harama diker ve kulaklarını müziklere açarlar. Uydu yayınlarını seyrederek vakitlerini oyun eğlence ve kahkaha ile geçirirler. Zaman kıymetini israf eder, Ramazanın şerefini bilmezler. Ruhlarına cefa tattırırlar. Bilmezler mi ki ibadetten başka bir şeyde lezzet yoktur. Yüce Rabbimiz ilahi mesajında bizleri şöyle uyarır : “ Kim zikrimden yüz çevirirse gerçekten onun için dar bir geçim vardır. “(Taha / 124) Ümitsizlik ve çaresizliğe kapılmak iblisin silahıdır. Şeytan bu silahı günahkârların günahında devam etmesi için kullanır. Unutmayalım ki Allah'ın Rahmetinden ümit kesilmez ve tevbe, kendinden öncekileri yok eder. Pişmanlık, önceki yapılanları siler. Ramazan tevbe ve pişmanlık mevsimidir. Şeytanlar bağlanmış ve nefsin direnci kırılmıştır. Bu bağlamda ilahi mesajda şöyle buyruluyor: “ De ki: Ey nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar.(Zümer/ 53). Ömür kısa yeniden diriliş insan için çok zordur; çünkü artık hesap başlama zamanı gelmiş demektir" şeklinde konuştu.

Her şeyimizi israf ediyoruz

Modern zamanların insanları kendi Dünyalarına hapsederek bireyselleştirdiğine dikkat çeken Aslan, "Bencilleştik. Kendimizden başkasını düşünmez olduk. Merhameti, diğerkâmlığı, kanaatkârlığı unuttuk. Amansız bir şekilde her şeyi tüketir olduk; zamanı da, mekânı da, malı da, serveti de, tabiatı da, çevreyi de bilinçsizce tüketiyoruz. Hayatımız ve ömrümüz akıp giderken gençliğimizi, sağlığımızı, zenginliğimizi, geleceğimizi, her şeyimizi israf ediyoruz. İsraf ve savurganlık, bugün hayatımızın hemen her tarafını kuşatmış durumda. Maalesef insanlık tablosuna kuran ve sünnet çizgisinde baktığımızda da dünyada bir yanda açlığın, yoksulluğun ve sefaletin pençesinde kıvranan; ekmek, su gibi en temel gıda maddelerinden mahrum milyonlarca insan hayatta kalma mücadelesi verirken, diğer yandan çılgınca bir tüketim ve israfın varlığı acı bir gerçektir. Kur'an' da cimriliği eleştirmekle birlikte saçıp savurmayı da şiddetle yasaklayan makul bir dengenin varlığı açıkça görülmektedir. Bu ölçü ihlal edildiğinde hayatın dengesi bozulmakta ve insan her şeyden öte kendisine ve geleceğine kötülük yapmış olmaktır” dedi.

İlim ve teknik; moda ve israfla ziyan edilmekte

Aslan, bugün küresel boyutta sefaletin yaşandığına dikkat çekerek, israfın yeryüzünün en temel sorunu haline geldiğini belirtti. "Tabiatın, bütün doğal unsurlarıyla, insanın sorumsuz ve hoyrat tavrından nasibini alarak ekolojik tahribe maruz kaldığını aktaran Aslan, "Lüks alışkanlıklarımız zaruret olarak algılanarak ihtiyaç ölçüsünün kaybolmasına, arzularının esiri olan insanın hayatı israf ve tüketim çılgınlığına çevirmesine karşı ciddi bir tüketim ahlakına, nimet ve sorumluluk bilincine, şükür, kanaat ve paylaşma gibi değerlerin ihyasına ihtiyacın olduğu aşikârdır. Dolayısıyla Allah'ın verdiği her nimetin bir gün hesabının sorulacağının bilinci içinde nimetler karşısında şımarıp lükse dalmadan ve duyarsızca israfa girmeden her konuda iktisadı merkeze alarak özellikle bu ayda daha çok infak ahlakını kuşanmak bizlerin en önemli şiarımız olmalıdır. Günümüz israf günü haline gelmiştir. İlim ve tekniğin sağladığı maddi değişmeler, moda ve israfla ziyan edilmektedir. İsraf dalgalar halinde hayatımızı sarmaktadır" şeklinde konuştu.

'Allah israf edenleri sevmez'

Dünyada açlık sefalet ve işsizliğin yaygınken, sırf gösteriş için nişan ve düğün merasimlerine harcanan servetin, lüks otellere ve salonlara verilen paraların miktarı, vicdani ölçüleri çoktan aştığını dile getiren Aslan, "İnsanlarımız aç iken, onlara yardım elini uzatmamak ve israfla yaşamak ne kadar vahim bir durum olduğunu unutmamak lazım. Bir ayette rabbimiz c.c şöyle buyuruyor “Onlar cennetler içindedir. Günahkârlara: Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? diye sorarlar. Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik. Yoksulu yedirmezdik. Bâtıla dalanlarla birlikte biz de dalardık. Ceza gününü de yalanlıyorduk. Nihayet ölüm bize gelip çattı.” (Müddesir s. âyet : 40-47) 'Allah israf edenleri sevmez.' Çünkü israf, Rezzâk olan Allah'ın nimetine karşı bir saygısızlıktır. O halde bizler, “O gün size verilen bütün nimetlerin hesabı sorulacak” ilahi fermanına göre bize bahşedilen hiçbir nimeti israf etmemeliyiz. Peygamberlerin yanında mücadele veren Allah erlerinin duasıyla bitirmek istiyorum: “Ey Rabbimiz! Şu Kuran ayında Günahlarımızı, işimizdeki israf ve taşkınlığı bağışla!” içinde bulunduğumuz dünyayı ve tüm insanlığı da saran küresel bir salgın olan covid 19 ve tüm virüslerden koru" ifadesini kullandı.

Yorumlar 1
İhsan 08 Mayıs 2020 20:27

Selamun aleyküm hocam. Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık

Bakmadan Geçme