Arslantepe'de tarih yeniden yazılıyor: Devlet ve orduya dair ilk kanıtlar
UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi'nde yer alan ve Anadolu'da kurulan ilk şehir devleti olan Malatya'daki Arslantepe Höyüğü'nün yapılan kazı çalışmaları sonucunda 7 bin yıllık devlet yapısı ortaya çıktı.
Malatya'nın Battalgazi ilçesinde, Fırat Nehri'nin batı kıyısında bulunan ve yaklaşık 7 bin yıllık Arslantepe Höyüğü'nde ilk kazı çalışması 1932'de Louis Delaporte başkanlığındaki Fransız ekiple başladı.
Kılıç ve Mızraklarla Devletin İlk Ordusu Belgelendi
Anadolu topraklarının zengin tarihi kültürünü yansıtan Arslantepe Höyüğü'nde "devlet sistemi"nin nasıl doğduğunu araştırmak için her yıl kazılar yapılıyor. Alanın kerpiç saray bölümünde yürütülen kazılarda, 2021'de 5 bin 625 yıllık tapınakta 250 mühür baskısı bulunduğunu kaydeden Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli, "Arslantepe Höyüğü'nde dünyanın en eski sarayını görebilirsiniz. Bu saray içerisinde bütün buluntular devlet sistemi, bürokrasi, krallık ve gücü anlatabilir" dedi.
Sarayın diğer bölümlerinde yapılan kazılarda ise askeri sistemi anlatan 2 mızrak ile 3'ünün kabzası gümüş bezemeli 9 kılıç da silah kullanımının ilk örneklerini göstermesi bakımından devletleşme sisteminin en önemli örneğine ışık tutuyor.
Arslantepe Höyüğü, aslan heykelleri, devrilmiş bir kral heykeli, yağmur drenaj hattı gibi altyapısı bulunan kerpiçten sarayı ve 3 bini aşkın mühürüyle "ilk şehir devleti"nin yapılarını da ortaya koyuyor.
"Her Yıl Çok Önemli Şeyler Çıkıyor"
Yaklaşık 30 yıldır kazı çalışmalarına devam ettiğini belirten Arslantepe Höyüğü Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli, “Kazı çalışmalarına başladığı ilk gün kral mezarı bulduklarını dile getiren Restelli, "Her yıl küçük buluntular bize eski hayatı anlatıyor. Biz her şeyi kat kat yan yana koyuyoruz ve tarihi anlıyoruz. Her yıl Arslantepe Höyüğü'nde çok önemli şeyler çıkıyor. Buluntular bize Anadolu'nun tarih öncesi dönemini anlatıyor." dedi.
"Burada Dünyanın En Eski Sarayını Görebilirsiniz"
Arslantepe Höyüğü'nde bulunan birçok eserin müzelerde sergilendiğini ifade eden Restelli, şöyle devam etti: "Arslantepe Höyüğü bize ilk devlet sistemi nasıl doğdu anlatıyor. Burada kazarken devletin daha önceki tabakalarına da bakıyoruz. Burada hiyerarşi nasıl doğdu, sosyal sistemleri nasıl değişti, Neolitik dönemden Kalkolitik döneme hiyerarşi nasıl başladı bunlara bakıyoruz. Şu ana kadar en önemli şey devlet sistemi. Arslantepe Höyüğü'nde dünyanın en eski sarayını görebilirsiniz. Bu saray içerisinde bütün buluntular devlet sistemi, bürokrasi, krallık ve gücü anlatıyor."
"Her Odada Ne Yapıldı, Ne Kullanıldı Hepsini Biliyoruz"
Kerpiç sarayın 400 metrekare bir alandan oluştuğunu dile getiren Restelli, şunları kaydetti: "Saray duvarları 10 metre ama şu an 2,5 metre kalmış durumda. Saray içerisinde binlerce buluntu var ve sergileniyor. Arkeologlar için çok önemli bir yer. Her odada ne yapıldı, ne kullanıldı hepsini biliyoruz. Sarayda makbuz kullanılmış. Memur ve işçilere vazolarla yemekler verilmiş, bunlar bir çamur ile kapatılmış ve her işçi için bir mühür basılmış. Tam bir makbuz haline gelmiş. Bu makbuzları sayıp hesaplama yapmışlar. Yıl bitince hesaplayıp ve işçiye kaç defa yemek verilmiş hepsini biliyorlar. Bu makbuzları bir arşiv içerisinde bulduk ve 3 binden fazla var. Bunlara bakınca da 250 farklı mühür bulduk. Anlaşılan sarayda 250'den fazla memur ve işçi var."