Lütfü Caner

Zulme Asla Boyun Eğmeyen Ramazan Keskin Hoca!

Lütfü Caner

Merhum Ramazan Keskin Hoca, eski adıyla Hançukur ve yeni adıyla Battalgazi ilçesi ve Battalgazi Mahallesi denilen ve şu anda halen aynı yerde ikamet eden ve bizim merhum Mahmut Evren eniştemizle evleri yan yana olduğu için, ilkokul dönemlerinde kendisini zaman zaman görüyordum, Fakat okullarımız ayrı ayrı olduğu için, kendisi ile pek bir arkadaşlığımız  yoktu o dönemlerde.

Ramazan Kesin Hoca, Hidayet İlkokulu’na gidiyordu, ben ise Orduzu Aslantepe İlkokulu’na gidiyordum. İlkokul’dan sonra da ben İstanbul’a gittiğim için, Ramazan Keskin Hocamla bir daha 1976 yılına kadar hiçbir görüşme imkânımız olmadı. 1976 yılında İstanbul Eminönü ilçesi Akıncılar Derneği başkanı olmam nedeni ile Malatyalı bazı arkadaşlarımızın daveti üzerine, memleketim Malatya’ya gezmeye gelmiştik.

Benim o Malatya’ya geldiğim günlerde, dedem vefat etti. Rahmetli dedem vasiyet etmiş, benim cenazemi Ramazan Keskin Hoca kaldırsın demiş.

Bende o gün komşumuz Nuri Yavuz’la birlikte gidip, Ramazan Keskin hocamıza durumu arz ettim ve İlkokuldan sonra 8 yıl boyunca bir türlü görüşmediğimiz, Merhum Ramazan Keskin Hocayla asıl doğru dürüst tanışmamız, dedemin vefatı dolaysıyla gerçekleşmiş oldu.

1976 yılında bu yana, benim Malatya’ya her gelişimde, Ramazan Keskin Hocamı hep ziyaret ettim ve sık sık sohbetlerinde bulundum, Yani anlayacağınız 45 yıl boyunca görüşmelerimiz çeşitli vesilelerle hep devam etti.

Son 2014 yılıydı, benim kızımın evi Ramazan Keskin Hocanın evinin tam karşısındaydı. Ben yine birkaç günlüğüne Malatya’ya gezmeye gelmiş ve kızımın evinde misafir kalıyordum.

Bir gün saat on sıraları idi, kahvaltı yaptım ve tam dışarı çıkacaktım ki, Ramazan Hocamın küçük bir torunu geldi, Lütfü amca dedem seni kahvaltıya bekliyor dedi. Tabi ki, Ramazan Hocamın bu davetine gitmemek asla doğru olmazdı. Benim kızımın evi ile Ramazan Hocamın evleri zaten karşı karşıyaydı.

Kalkıp gittiğimde; Ramazan Hocam evinin önündeki bahçeye gölgede çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamış ve benim içinde tabaklara kahvaltılık konmuş ve beni bekliyordu. Hocam dedim ben kahvaltımı yaptım, bilseydim kahvaltı yapmazdın dedim.

Hocamda, “bir iki lokma kısmetini al bari” deyince, bende bana ayrılan kaşığı aldım ve hocamın yediği kendi tabağında yalınızca tek bir kaşık aldım ve Hocamı kırmadım ve ondan sonra çayımı aldım ve hocamın kahvaltısın yemesini bekledim.

Ramazan Hocam, kahvaltısını bitirince çaylarımızı tazelediler ve bir buçuk saat kadar çeşitli konularda uzunca bir sohbetimiz oldu ve gençlik yıllarımızdaki bazı konulardan bol bol sohbet ettik ve konuştuk.

Özelikle cep telefonlarının çıktığı son 30 yılda, gazetecilik mesleğim itibarı ile İslami ve ilmi bazı konularda sık sık Ramazan Keskin Hoca’mın İslami ve ilmi bilgilerinden faydalandım ve birçok konuda sık sık fikirlerine referans olarak başvurdum ve faydalandım.

Ramazan Keskin Hoca: Malatya’da son 70 yılda sistemin bazı egemenlerinin zaman zaman halkın inançlarına karşı uygulamak istedikleri haksız ve keyfi zulümlerine karşı baş eğmeyen yiğit bir din alimi ve Allah’tan başka kimseye baş eğmeyen yiğit bir hatipti.

Ramazan Keskin Hoca: ömrünü çocuklarını İslam’ı bir terbiye ile yetiştirmeye ve İslam’a adadı. Uzun süredir vaiz ve sohbetleri dışında, Medine mescidinde, Kur’an-ı Kerim tefsir derslerine devam ediyordu. Ramazan Hoca’nın 70 yıllık ömrünün 20 yıllık tahsil dönemini saymazsanız; son 50 yılında yaptığı İslam’ı hizmetlerini ve mücadelesini böyle bir köşe yazısına sığdırmak asla mümkün değildir.

Çünkü Ramazan Keskin Hoca, inandığı İslam davası uğrunda asla ve asla zulme baş eğmeyen gerçekten yiğit bir din âlimiydi. Ramazan Keskin Hoca’nın hayatını böyle bir köşe yazısında anlatmak elbette ki, asla mümkün değildir.

Merhum Hocam Ramazan Keskin Hocayı son olarak geçtiğimiz ay içerisinde İstanbul Haseki Hastanesi’nde ziyaret ettim ve ayrıldığımda, Hocam hakkını helal et diyemedim. Çünkü ben Hocamın durumunu bildiğim için, helallik istemeyi bir türlü söyleyemedim üzülmesin diye.

Değerli Ramazan Keskin Hocam: biz senden razıyız, Yüce Rabbimde senden Razı olsun ve mekânın cennet olsun inşallah…

Değerli Hocam merhum Ramazan Keskin Hocanın kısa bir geçmişini isterseniz Biyografisinden birlikte okuyalım:

YETMİŞ YILLIK HAYATINDA İSLAM DAVASI UĞRUNA ZULME ASLA BOYUN EĞMEYEN, RAMAZAN KESKİN HOCA KİMDİR?

Ramazan Keskin,952’de Malatya’da dünyaya geldi.

Resmi öğrenime Malatya Hidayet İlkokulunda başladı. İlkokuldan sonra Malatya İmam Hatip Okuluna devam etti. 1973 yılında Malatya İmam Hatip Okulunu (Lisesini) bitirdi. Aynı yıl Diyanette imam hatip olarak göreve başladı. Bu arada Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünü bitirdi (1978). Adana Ticari İlimler Akademisi Malatya Şubesi İktisat Bölümüne devam ederken 3.sınıfta fakülteyi terk etmek zorunda kaldı.

Ramazan Keskin, 1979–1980 yıllarında Türkçe öğretmeni olarak görev yaptı.

Milli Türk Talebe Birliği, İmam Hatip Okulu Mezunları Cemiyeti, Akıncılar Derneği, Din Görevlileri Derneği ve daha değişik STK’larda aktif olarak çalıştı.

Gençlik yıllarında sporla ilgilenen Keskin, Malatya İmam Hatip Okulunda okurken okulun atletizm yarışmasında birinci oldu.

Kısa bir dönem tiyatro ile ilgilendi. Birkaç tiyatro oyununda başrol oynadı. Malatya’da, Darende’de, Hekimhan’da, Elbistan’da ve muhtelif yerlerde arkadaşları ile oyunlar sergilediler. “Ya Şehit Ya Gazi, Bir Ülkenin İşgali, Sosyalizmin Acımasızlığı” gibi tiyatro oyunlarında oynadı. 1974 hac dönüşü tiyatroyu bıraktı.

1980’e kadar yürüyüş, miting, dayanışma geceleri, panel, seminer ve birçok konferansta aktif rol aldı.

Milli Nizam ve Milli Selamet partisinin içinde bulunan Keskin, 1978’de kendisiyle parti arasına mesafe koydu.

Siyasi ve sosyal faaliyetlerinden dolayı 1978 yılında sıkıyönetimde yargılandı ve beraat etti.

1980’de “El-Medine Neşriyat” ismiyle kitabevi işletmeye başladı.

28 Şubat sürecinde kesintisiz 8 yıllık eğitime muhalif olarak okuduğu hutbelerden dolayı hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) iki dava açıldı. Bu iki davadan birinden beraat, diğerinden ceza aldı ve hapis yattı.

1999’da Medeniyet gazetesini çıkardı. Medeniyet gazetesinin birinci sayısından sonra başörtüsü nedeniyle gazeteye birkaç dava birden açıldı. Gazetenin sahibi Mehmet Keskin, yazı işleri müdürü Şevket Başıbüyük ve genel yayın yönetmeni Ramazan Keskin olmak üzere haklarında davalar açıldı ve üçü de hapis yattı.

Ramazan Keskin cezaevinden çıkar çıkmaz tekrar Medeniyet gazetesi yayın hayatına devam etti, yine tutuklandı. Kaynak:www.haber7.com.”

Malatya’mızın son 70 yılında İslam davası uğrunda zulme asla boyun eğmeyen merhum Ramazan Hoca’ma Allah’tan Rahmet diler ve tüm ailesine ve sevenlerine Allah’tan Sabrı Cemil niyaz ederim. / Amin…

Saygılarımla…

Yorumlar 2
Saim Yılmazer 14 Ağustos 2022 07:59

ALLAH cc Rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun inşaAllah.

Osman Baharçiçek 13 Ağustos 2022 09:08

Mekanı cennet olsun. Müslümanlar çok müstesna bir değerini kaybetti. Bizler de onun zulme asla boyun eğmeyen her daim hak ve hakikatleri savunan muvahhit bir yiğit olduğuna şahitlik edenlerdeniz. Onu Allah için çok seviyorduk. Rabbim cennetinde bizleri buluştursun inşallah..

Yazarın Diğer Yazıları